Unilever Yönetim Kurulu, son 18 aydır gerçekleştirdiği kapsamlı incelemenin ardından, mevcut çift başlı yapılanmadan tek ana şirket yapısına geçişin aşağıda açıklandığı üzere bir dizi faydaları olacağı kanaatine varmıştır:
- Öz kaynağa dayalı satın alımlar veya şirket ayrılmaları dahil olmak üzere, Unilever’in portföy gelişimi için stratejik esneklik artırılacaktır. Bu esneklik, Covid-19 pandemisinden dolayı iş ortamının giderek daha dinamik hale geleceğini öngördüğümüz bugünlerde daha da önem kazanmıştır.
- İlk kez tüm hissedarlar için hisse başına eşit oylama temeli oluşturulmasıyla Unilever kurumsal yönetişim yapısı sadeleştirilecek ve daha da güçlendirilecektir. Amsterdam, Londra ve New York borsalarındaki kotasyon korunurken, sürecin tamamlanmasıyla Unilever Grubu tek piyasa değeri, tek hisse grubu ve tek küresel likidite havuzuna sahip olacaktır.
Unilever, üç farklı kategoride uzun vadeli büyüme stratejisini uygulamaya devam edecek olup, geçtiğimiz sene portföy değişim hızına ivme kazandırmak için mevcut ürün kategorilerini ve markalarını kapsamlı bir değerlendirmeye almıştır. Bu değerlendirme, sadeleştirilmiş bir yasal yapının, Unilever’in hissedar değerini artırmak adına daha fazla stratejik esneklik kazandıracağını ve portföy gelişimi ile kurumsal özerkliğin geliştirilmesi için bir katalizör görevi göreceğini ortaya koymuştur.
Unilever’in çay işine yönelik olarak devam eden stratejik incelemesi de çift başlı yasal yapının Unilever Grubu için dezavantajlar doğurabileceğini göstermiştir. Örneğin, çay işinin ayrılması bu incelemenin potansiyel sonuçlardan birisi olup, daha önce şirketin margarin işinin elden çıkarılması örneğinde olduğu gibi, mevcut yasal yapı içinde bunu gerçekleştirmek tek ana şirket yapısına kıyasla çok daha zor olacaktır.
Ayrıca Covid-19 pandemisinin, mümkün olduğunca çok esneklik ve değişen koşullara yanıt verebilme kabiliyetinin kritik derecede önem taşıyacağı bir iş ortamı yaratacağı da artık net biçimde görülmektedir.
Unilever Yönetim Kurulu, Unilever PLC altında birleşmeyi, bu hedefe ulaşmak için en uygun seçenek olarak görmektedir. Bu, Unilever PLC ve Unilever NV arasında gerçekleştirilecek sınırlar arası bir birleşme yoluyla hayata geçirilecektir. Unilever NV hissedarları, ellerindeki her Unilever NV hissesinin karşılığında yeni bir Unilever PLC hissesine sahip olacaktır.
Önerilen değişiklikler herhangi bir hissedarın ekonomik çıkarlarını etkilememekte ve yatırımcılar ilk kez tek bir ana şirket bünyesinde tamamen aynı yasal, mülkiyet, kâr payı, yönetim ve sermaye dağıtımı haklarını paylaşacaklardır. Yönetim Kurulu ayrıca Unilever’in gerek Amsterdam gerekse Londra borsalarındaki kotasyonunun korumasını beklemektedir.
Tek bir ana yasal yapıya geçişin ardından, Unilever’in Hollanda ve İngiltere’deki güçlü varlığı değişmeden korunacaktır. Birleşme sonucunda İngiltere veya Hollanda'daki operasyonlar, ofisler, faaliyetler veya personel seviyelerinde herhangi bir değişiklik olmayacaktır.
Birleşme neticesinde gerek İngiltere’de gerekse Hollanda’daki Unilever ürünlerinin üretimi ve tedarikinde de herhangi bir değişiklik yaşanmayacaktır. İngiltere ve Hollanda mirasından gelen bir şirket olmaktan ötürü gurur duyan Unilever, son yıllarda Hollanda’daki varlığını da önemli ölçüde güçlendirmiştir. Bu duyurunun hemen öncesinde Hollanda hükümeti ile görüşen Unilever, Hollanda’ya bağlılığını ve katkılarının bu yapılanmayla değişmeyeceğini açık bir şekilde ifade etmiştir. Örneğin, Unilever’in 2018 yılında oluşturulan ve cirosunun yüzde 40’ını oluşturan Gıda & İçecek kategorisi Rotterdam’daki merkezinde, 2019’da Wageningen’deki açılan 85 milyon Avro değerindeki Ar-Ge Merkezi ise mevcut lokasyonunda varlığını sürdürmeye devam edecektir. Kendileriyle olan temaslar ve yakın ilişkiden memnuniyet duyduğunu belirten Hollanda hükümeti de ilişkilere ve faaliyetlere bu şekilde devam etme konusunda Unilever ile aynı arzudadır.
Tarımsal gıdalar sektörü Hollanda için önemli bir sektördür. Birleşmenin sağlayacağı esneklik kapsamında Hollanda hükümeti, ileride Unilever’in Gıda & İçecek işini ayrı bir şirket olarak borsaya kote etmeyi tercih etmesi halinde, söz konusu şirketin Hollanda’da kurulması ve borsaya kote edilmesi konusunda Unilever’den güvence istemiştir. Hollanda, işletmelerin genel merkezleri için cazip bir ülke olup böyle kalmaya devam ettiği sürece, Unilever tarafından, Gıda & İçecek işinin halihazırda Hollanda’da güçlü bir şekilde varlığını sürdürdüğü de düşünüldüğünde, bu yönde bir taahhüt verilmesi mümkündür.
Unilever’in birleşme neticesinde İngiltere’deki istihdam ve yatırımda kapladığı alanda önemli değişiklikler olmayacaktır. Ev Bakımı, Güzellik ve Kişisel Bakım işinin merkezi, şu anda olduğu gibi, İngiltere’de kalmaya devam edecektir.
Unilever Yönetim Kurulu Başkanı Nils Andersen konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları dile getirmiştir: “Unilever Yönetim Kurulu, şirketin yasal yapısının birleştirilmesinin stratejik esnekliği artıracağına, sadelik yaratacağına ve yönetimi iyileştireceğine inanmaktadır. İngiltere ve Hollanda’daki taahhütlerimize bağlılığımız devam edecek olup, Unilever’in yasal ana şirket yapısıyla ilgili önerilen bu değişikliğe bağlı olarak her iki ülkede de Unilever’in kapladığı alanda herhangi bir değişiklik olmayacaktır. Birleşmenin, Unilever'in çoklu paydaş iş modeli aracılığıyla üstün uzun vadeli performans sağlama vizyonunu sunmasına yardımcı olacağından eminiz.”