Unilever Büyüme Eylem Planı (PDF 362.19 KB) ‘ın merkezinde, dünyanın dört bir yanındaki insanlar için günlük yaşamı canlandıran üstün markaları tüketicilerin ellerine ulaştırma çalışmamız vardır. Bilim ve teknoloji tam da bunu yapmamıza yardımcı oluyor, ekiplerimizi yenilik yapma, yaratma ve nihayetinde ticari büyümeyi sağlama konusunda güçlendiriyor.
Bu konuda öncülük eden iki kadınla tanışın. Dr. Sam Samaras, Kişisel Bakım Ar-Ge’miz için Bilim ve Teknoloji SVP’mizdir (Kıdemli Başkan Yardımcısı). Tiffany Yizar, Kuzey Amerika’daki Güzellik ve Sağlık Ar-Ge’mizin Başkanıdır.
Burada; YZ, makine öğrenmesi ve büyük verinin ürünlerimizin geleceğini nasıl şekillendirdiğini tartışıyorlar.

Kelebeği bulmak
Sam: Kaos kuramında kelebek etkisi, minik değişikliklerin öngörülemeyen sonuçların kıvılcımı olabileceği kavramıdır. Bir kelebek, dünyanın bir tarafında kanatlarını çırparak, binlerce mil uzaktaki bir kasırgaya neden olur. Sahip olduğumuz YZ teknolojisi, yeni teknoloji icat etmemize olanak sağlayan o “kelebeği” bulmak için karmaşık biyoloji verilerini sorgulamamıza olanak sağlar.
Tiffany: Kesinlikle. Makine öğrenmesi ve YZ gibi keşiflerle, muazzam büyüklükteki veri kümelerini daha önce hiç mümkün olmayan bir biçimde açıp keşfedebiliyoruz. İlk olarak, hava durumu veya global finansal dalgalanmalar gibi şeyleri öngörmemize yardım etmesi için icat edilmiş olan türde teknolojiyi uyguluyoruz; ancak, bunu insan vücudunu daha iyi anlamak için kullanıyoruz ve bu, ürün geliştirme için inanılmaz derecede güçlü bir anahtardır.
Sam: Unilever, söz konusu bilim olduğunda her zaman bir öncü olmuştur, ancak son beş-on yıldır karmaşıklığı anlayabilme yolumuzda hızlı ve büyük bir değişim oldu. Geçmişte, yeni bir içerik için ihtiyacımız olan verileri elde etmek üzere 1.000 deney gerçekleştirmemiz gerekebiliyordu. Şimdi ise bunun bir bölümünü yapabiliyoruz ve makine öğrenmesi, çok sofistike istatistiksel yöntemler kullanarak, geri kalanını matematiksel olarak modellememize yardım ediyor. Bu da, yalnızca insan zihninin getirebileceği türde yaratıcılık için zaman yaratabileceğimiz anlamına geliyor.

Genişleyen demografik kitleler için geleceğe uygun ürünler
Tiffany: Çokkültürlü Mükemmel Merkezi (PCOE)’da yaptığımız çalışmalar bunun harika bir örneği. Melanin bakımından zengin ciltler için tasarlanmış ürünlerin Güzellik ve Sağlık markalarımız için muazzam bir büyüme fırsatı olduğunu ve bunun Unilever için Kuzey Amerika’da çok önemli bir stratejik katman olduğunu biliyoruz.
PCOE’de, melanin bakımından zengin cilt renkleri, dokulu saç ile ilgili veriler üzerinde çalışmak ve bu verileri elde etmek, ayrıca bu yetersiz hizmet sağlanmış benzer istatistiğe sahip insan gruplarındaki tüketicilerin gerçekten neye ihtiyaç duydukları ve ürünlerinden ne istediklerine bütünüyle odaklanmış durumdayız. Ancak kullandığımız olağanüstü teknoloji yalnızca altında yatan veriler kadar iyidir – ve bu nedenle bu alanda uzman olduğumuzdan emin olmak istiyoruz.
Sam: Heyecan verici olan şey; bu çok önemli büyüme demografisini anlayabilmemiz için klinik tasarımda en son ölçüm teknolojisini kullanıyor olmamızdır.
Saç ve deri biyolojisi hakkında daha fazla tasarım yapmak için yeni teknoloji kullanıyoruz ve bulgularımız şimdiden tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılamak için farklılaştırılmış olan Vaseline Radant X gibi ürünler ve Dove ve Shea Moisture lansmanlarına yol açıyor.

Tüm vücut deodorantında mikrobiyom teknolojisi
Tiffany: Kişisel Bakım işimize ait başka bir hızlı gelişen alan da tüm vücut deodorantı. Dove, Rexona, Dove Men+Care ve Shea Moisture markalarımız altında tüm vücut deodorant ürünlerinin lansmanını yaptık ve bunlar Deodorant işimize ait büyük büyüme sonuçlarına katkıda bulunuyor. Unilever’in burada cilt mikrobiyomu ile ilgili anlayışımıza dair muazzam bilimsel avantaja sahip; dünyadaki en geniş mikrobiyom veri derlemelerinden birine sahibiz.
Sam: Bu doğru. Unilever dünyanın en büyük deodorant işlerinden birini kurdu, bu nedenle koltuk altı ve koltuk altı teri hakkında çok şey biliyoruz. Ancak, tüm vücut kokusunun fizyolojisi ve biyolojisini anlamak oldukça farklıdır.
YZ ve diğer teknolojileri kullanarak günyüzüne çıkarabileceğimiz muazzam miktardaki mikrobiyom verileri, ter ve ıslaklığın, göğüs altları, özel bölgeler veya sırt gibi, vücudun diğer bölgelerini nasıl etkilediğini incelememize olanak sağlıyor. Bu durum, bu yerlerdeki ıslaklığı önlemeye yardım eden ürünler tasarlayarak, insanların rahat ve kendilerinden emin hissetmelerini sağlayabildiğimiz anlamına geliyor. Tüm vücut çapında hem ıslaklık hem de koku için büyük büyüme fırsatı sağlamak üzere gerçekten işe yarayan ısmarlama teknoloji yaratıyoruz.

Nanoteknoloji ve önde gelen ürünler
Sam: Sofistike dijital araçlar kullanarak oluşturduğumuz en sevdiğim ürünlerden biri, Unilever’in patentli MicroMoisture™ teknolojisine sahip olan Dove’un yeni serum duş koleksiyonudur. Bu, tüketicilere kanıtlanabilir bir biçimde üstün ve kullanmak istenilen bir şey vererek önde gelen bir üstünlük eklemek için ürünleri nasıl yükselttiğimizin bir örneğidir.
Tiffany: Nanoteknoloji kullanarak MicroMoisture™ kullanarak, daha uzun süre, duş yaptıktan sonra bile cilt üzerinde kalarak, cildin harika bir biçimde ipeksi hissetmesini sağlamak için tam da doğru boyutta olan minik nem damlacıklarına sahip bir formül oluşturduk.
Ürünü yalnızca Unilever tesislerinde yapan İşlem Mühendisliği ekibimiz de dijital olarak son derece yeteneklidir. Tesislerimiz, bu karmaşık formülü imal edebilmelerini sağlamak için tamamen entegre ve Unilever MicroMoisture™’in yapıldığı tek yerdir. Tamamen markalarımıza özgüdür.
Bilimin ön safları
Sam: Biyoloji sonsuz derecede karmaşıktır. Yalnızca YZ’nin çalıştırdığı bir makine, muazzam farklı veri kümeleri çekebilmek ve yalnızca birkaç dakika içinde bunlardan yeni bir şey öğrenebilmek için gerekli sayısal güç genişliğine sahiptir.
Bu yalnızca bize zaman kazandırmakla kalmıyor. Daha önce hiç yapamadığımız şeyleri yapmamıza da olanak sağlıyor.