Unilever için sürdürülebilirlik uzun yıllardır büyük önem taşıyor ve iklim değişikliğine yönelik çalışmalar da bunun önemli bir parçası. 2015 yılından bu yana operasyonel sera gazı (GHG) emisyonlarımızı, büyük ölçüde yenilenebilir elektriğe geçişimiz sayesinde %74 oranında azalttık ve ürünlerimizin iklim üzerindeki etkisini de düşürdük.
Ancak değer zincirimizin tamamında net sıfır emisyona ulaşmaya yönelik uzun vadeli hedefimize doğru ilerlerken, karşılaştığımız zorluklar değişiyor ve buna göre çözümlerimizin de değişmesi gerekiyor. Şirketlerin iklim için gerçekleştirdiği eylemlerin nasıl ve ne zaman gerçekleştiğinin çok daha fazla sorgulandığı bir döneme giriyoruz. 2030 yılına kadar bir yandan işimizi büyütürken diğer yandan da doğrudan kontrolümüz dışındaki emisyonlarda derinlemesine azaltmalar yapabilmemiz için stratejimizi geliştirmemiz gerekiyordu.
Odaklı İlerlediğimizden Eminiz
Yıllar içinde neyin işe yarayıp neyin yaramadığı konusunda pek çok şey öğrendik. Bu deneyimimizi bilim, teknoloji ve inovasyon alanındaki yeni gelişmelerle birleştirerek ve başkalarıyla iş birliği yaparak, çabalarımızı en olumlu etkiyi yaratabileceğimiz yerlere odaklamak için kullanmayı planlıyoruz.
2024 yılındaki Genel Kurul toplantımızda hissedarlarımızın %97,5'i tarafından desteklenen güncellenmiş İklim Dönüşümü Eylem Planımız (Climate Transition Action Plan - CTAP), kısa vadede emisyonları azaltmaya yönelik stratejimizin çerçevesini çizerken, uzun vadede gerçekleştireceğimiz çalışmaların yapı taşlarını da ortaya koyuyor. Bu strateji, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarımızı azaltmaya yönelik, Bilime Dayalı Hedefler Girişimi (Science Based Targets Initiative) tarafından onaylanan, bilime dayalı yakın vadeli yeni hedeflerin yanı sıra değer zincirimiz genelinde on eylem alanını içeriyor.
’İklim Dönüşümü Eylem Planı gerçekten önemli, çünkü işimiz ve değer zincirimiz boyunca emisyonlarımızın nerede gerçekleştiğini anlamamızı sağlıyor. Artık iş gruplarımızın her birinde harekete geçmemizi sağlayan zamana bağlı ve maliyetleri belirlenmiş yol haritalarımız var. Bu da enerji piyasalarındaki dalgalanmalardan daha az etkilenmek ve önemli ürün ve emtialarda daha fazla arz güvenliği anlamına geliyor.
Rebecca Marmot, Unilever Global Sürdürülebilirlik Başkanı
Geri Dönüşü Belirlenmiş Yatırımlarla Acil Eylemleri Hayata Geçiriyoruz
Uygulamamızı hızlandırmak için, planımızı iş performansımızı değerlendirme şeklimizin ayrılmaz bir parçası haline getirmek istiyoruz. Bunun için, temel kısa vadeli çıktıları belirliyor ve emisyonlarımızı azaltmak üzere atmamız gereken adımları stratejik planlama ve bütçe döngülerimize dahil etmek istiyoruz. İş gruplarımızın her biriyle zamana bağlı ve de maliyetleri netleşmiş yol haritaları geliştirmek üzere çalıştık, böylece her birinin hedefleri ve eylemleri kendi finansal büyüme planlarına dahil edildi ve ekstra teşvik olarak, ödüllendirmeyi sürdürülebilirlik performansının sağlanmasına da bağlıyoruz.
Bazı ticari faydaları şimdiden görüyoruz. 2008 yılından bu yana enerji verimliliği projeleri Unilever'e 1 milyar Avronun üzerinde tasarruf sağladı ve son yıllarda rejeneratif tarım projelerimiz daha dirençli tedarik zincirleri oluşturmaya yardımcı olarak bu süreçte emisyonları ve maliyetleri azalttı.
Ancak bu getiriler ön yatırım gerektiriyor. Önümüzdeki üç yıl boyunca, termal ve elektrik enerjimizin karbonsuzlaştırılmasına, yenilenebilir enerji kullanımımızın artırılmasına ve soğutmadan kaynaklanan emisyonların azaltılmasına odaklanan üretim karbonsuzlaştırma programımıza 150 milyon Avro yatırım yapacağız. Ayrıca, Endonezya'daki Unilever oleokimyasal tesisimize 325 milyon Avro yatırım yaparak, ormansızlaştırma içermeyen ürünlere yönelik mevcut ve gelecekteki talebi karşılamamıza yardımcı olacak şekilde doğayı korumaya da yatırım yapıyoruz. Ve 2030 yılına kadar iklim, doğa ve atık azaltma projelerine 1 milyar Avro yatırım yapmaya devam edeceğiz - bunun 300 milyon Avroluk kısmını taahhüt ettiğimiz şekilde 2023 yılı sonuna kadar harcadık.
Daha sistematik savunuculuk yapmamız gerekecek
Hedeflerimize ulaşmak için hâlâ bazı zorluklar olduğunu ve bunların bazılarını daha geniş çaplı sistem değişiklikleri olmadan aşamayacağımızı biliyoruz. Planımız kapsamında, bağımlılıklarımızı belirledik ve bu doğrultuda bugün ve gelecek yıllarda engelleri ele almak, inovasyonu teşvik etmek ve çözümleri ölçeklendirmek için devletler, düzenleyiciler, iş dünyası ve tüketicilerle nasıl çalışmamız gerektiğini özetledik.
Büyüme Eylem Planımız kapsamında iklim eylemini hızlandırmak için kilit tedarikçilerle, kimyasal bileşenlere alternatifler bulmak için endüstriyle, pozisyonlarımızı uyumlu hale getirmek için iş dünyası kuruluşlarıyla (PDF 1.39 MB) ve savunuculuğumuzu artırırken devletlerle işbirliği yapmak, yeni bir sürdürülebilirlik liderliği çağı vizyonumuzu gerçekleştirmemize yardımcı olacaktır.
İlerlememizin önündeki engelleri ve kolaylaştırıcıları ele almak için sesimizi ve bir araya gelme gücümüzü daha güçlü bir şekilde kullanarak, hedeflerimize doğru daha hızlı ilerleyebileceğimize ve net sıfır emisyon geçişini hızlandırmaya yardımcı olabileceğimize ve aynı zamanda işimizde başarıya ulaşabileceğimize inanıyoruz.
Bunu tek başımıza yapamayız, başkalarına ihtiyacımız var. Bugüne kadar sürdürülebilirliğe yaklaşımımızın temelinde iş birliği yatıyor ve bence bunu yapmaya devam etmeliyiz.
Hein Schumacher, Unilever CEO'su
Unilever CEO'su Hein Schumacher ve Global Sürdürülebilirlik Başkanı Rebecca Marmot'u planımızı değerlendirirken ve iklim için acil eylemin iş kazanımlarını açıklarken izleyin.