About the author

Thomas Lingard
Global Climate and Environment Director at Unilever
Thomas Unilever'in iklim değişikliği politikası ve savunuculuk gündemi ile,
sürdürülebilirlik stratejimizin geliştirilmesine liderlik ediyor.
Unilever TürkiyeYer değiştir
Global Climate and Environment Director at Unilever
Thomas Unilever'in iklim değişikliği politikası ve savunuculuk gündemi ile,
sürdürülebilirlik stratejimizin geliştirilmesine liderlik ediyor.
Hiçbir işletme veya hükümet, tek başına iklim değişimi ile mücadele edecek kadar güçlü değil. Ancak, şirketler ve idareciler birlikte çalışırsa ve net ve iddialı hedeflere odaklanırlarsa gerçek bir değişiklik yapılabilir ve ne mutlu ki, bunun gerçekleştiğini artık görebiliyoruz.
Bu tür işbirliklerine iddia döngüsü diyoruz ve Unilever olarak, tüm dünyada sıfır karbon ekonomisini hızla sağlamak için bu yöntemin çok önemli olduğunu düşünüyoruz.
İddia döngüsü belki de en iyi şekilde, özel sektör işletmeleri ile kamu sektörü politika yapıcıların, ortak bir hedefi paylaştığı ve birbirlerine destek olarak birbirlerini bu hedefe doğru ittikleri pozitif bir geri bildirim döngüsü olarak açıklanabilir. Bu, hepimizi daha sürdürülebilir bir geleceğe daha da yaklaştıran ileri ve geri bir dinamiktir.
İklim aksiyonuna ilişkin politikalar ve ortak bir kamu taahhüdü bir araya geldiğinde, pazarda değişim başlayacaktır. Ancak, buna ulaşmada en önemli faktör diyalog.
İddialı döngümüz, lider işletmelerin, iddialı taahhütleri aksiyona geçirmesi ile başlıyor. Bunun iki etkisi var. İlki, tedarikçilere ve ortaklara, bu yaklaşım özelinde yenilenebilir enerji ve orman tahribatını önleyen ürünler olmak üzere, yeni ürünler ve hizmetlere yönelik ticari bir talep olduğuna dair güçlü bir sinyal yollamak. İkincisi ise, hükümetlere ve politika yapıcılara, tüm sektörde çıtayı yükseltecek net ve iddialı politikalar oluşturmakta daha da ileriye gidecek özgüveni sağlamak. Böylece, diğerlerini de aynı hedefe ulaşmaya yönelterek, iş liderlerine ilham verebilirler.
Çıta yükselince, tüm sistem değişmeye başlar. Güçlüklere yönelik daha yoğun bir araştırma ve geliştirme akışı sağlanır. Ölçeğin ekonomik boyutu karşılanır. Kaydedilen ilerleme genellikle ilk başta beklenenden daha hızlı olur.
Diğerleri bu yönde aksiyonlar almaya başlarken, liderler çıtayı biraz daha yukarı taşırlar ve döngü yeniden başlamış olur.
İklim değişikliği sorunlarının ele alınması konusunda, pek çok işletmenin, çevre dostu politikaların hayata geçirilmesinde hükümetleri teşvik etmek için uzmanlıklarını ve savunuculuklarını kullandıklarını görüyoruz. Bu yönergeler, sıfır karbonlu bir geleceğe geçiş için gereken inovasyon ile araştırma ve geliştirmenin kapılarını açmaya yardımcı olabilir ve 2015 Paris İklim Değişikliği Anlaşması da bu anlamda önemli bir dönüm noktası oldu.
Tüm dünyadan 195 hükümetin, küresel sıcaklık artışını bu yüzyılda 2 C'den de aşağıda bir değer ile sınırlamaya ve sıcaklık artışlarını endüstri öncesi seviyelerin 1.5 C aralığında tutmaya yönelik kararı, şirketleri de karbon salımlarını kısıtlama için daha çok çaba göstermeye itmişti. Bu karar bugün hala kamu politikalarını ve iş hedeflerini şekillendirmeye devam ediyor.
Geçen yıl Ekim ayında, gezegenin ve insanların esenliğine saygılı bir iş yapma anlayışını benimseyen, kar amacı gütmeyen bir grup olan B Team'den uluslararası iş liderleri, AB üye devletlerine, iklim değişikliğinde daha büyük hedeflere ulaşılması için bir çağrıda bulundular. Bizim CEO'muz da bu grubun bir üyesiydi. B Team, AB'nin uzun vadeli stratejisinde net sıfır emisyon hedefini ortaya koymasını istedi ve Unilever de dahil, pek çok şirket de bu talebi destekledi.
1 ay sonra, EU 2050 yılına kadar iklim-nötr olan bir Avrupa vizyonunu da kapsayan bir mesaj yayınladı. Önümüzdeki yıl bu mesaj pek çok üye ülke arasında politik tartışmalara da konu olacak ve iş liderlerinden gelen desteğin, bu ilerici pozisyonu desteklemeye yardımcı olduğu da su götürmez bir gerçek.
Kısa bir süre önce, 2019 Nisan ayında, Corporate Leaders Group 28 AB üye ülkesi Başkanlarına doğrudan bir çağrıda bulunarak, bu vizyonu benimsemelerini ve 2050'ye kadar net sıfır hedefine ulaşmalarını talep etti.
İddialı döngüleri sürekli olarak geliştirmeye devam ediyoruz. Burada önemli olan bir mektup göndermek veya bir toplantıya katılmak değil. Sektörler arası işletmeler ve hükümetler arasında bu tip bir iş birliği olması, ivmenin sürdürülmesi için herkesin katılım göstermesi ve yatırım yapmasını gerektiriyor.
İnsanlar lobicileri görmeye alıştılar. Belli bir duruşu destekleyen sektörel grupları görmeye alıştılar. Ancak, bu iddia döngümüzü güçlendiren asıl şey, ekonomiyi oluşturan büyük grupların farklı bir gelecek için gidişatımızı belirlemek istediklerini söylemeleri oluyor. Aksiyon politikayı destekliyor ve politika da daha fazla aksiyonu beraberinde getiriyor. Katılan herkes için pozitif bir döngü yaratılmış oluyor.
Görüntü: Anna Digregorio, Saha Satışlar, Unilever İtalya