About the author
Thomas Lingard
Global Climate and Environment Director at Unilever
Thomas Unilever'in iklim değişikliği politikası ve savunuculuk gündemi ile,
sürdürülebilirlik stratejimizin geliştirilmesine liderlik ediyor.
Unilever TürkiyeYer değiştir
Global Climate and Environment Director at Unilever
Thomas Unilever'in iklim değişikliği politikası ve savunuculuk gündemi ile,
sürdürülebilirlik stratejimizin geliştirilmesine liderlik ediyor.
Sürecin bu şekilde devam etmesi halinde insan kaynaklı sera gazı emisyonları, bu yüzyılın sonuna kadar küresel sıcaklıklarının ortalama olarak 4–6°C artmasına neden olacak. 2015 Paris İklim Konferansında verilen taahhütlerin yerine getirilmesi halinde bile ortalama yüzey sıcaklıkları üç dereceden fazla artacak ve bu artış, iklim değişikliği üzerinde öngörülemeyen ve yönetilemeyen bir etkiye neden olacak.
İşte bu nedenle, Unilever de dahil olmak üzere, yüzlerce işletme küresel ısınmanın neden olabileceği felaketi önlemek amacıyla, bilime dayalı hedefler belirliyor.
Bilime dayalı hedeflerin neler olduğunu, bunları nasıl kullandığımızı ve bunların işletmeler ve çevre için neden faydalı olduğunu öğrenmek için Unilever İklim ve Çevre Global Direktörü Thomas Lingard ile sohbet ettik.
Bilime dayalı hedefler, bağımsız iklim bilimi tarafından bildirilen ve sera gazı emisyonlarında düşüş sağlayacak olan hedeflerdir.
Bildiğiniz gibi, felaket boyutuna varan iklim değişikliğinin en kötü etkilerini önlemeye karar veren 195 ülke içinde bulunduğumuz yüzyıl için ortalama küresel sıcaklık artışını iki derecenin çok altında bir rakam ile sınırlamak amacıyla 2015 yılında Paris İklim Değişikliği Anlaşmasını imzalamıştı. Bilime dayalı bu şeffaf hedefler de, bir şirketin sera gazı emisyonlarının, Paris İklim Değişikliği Anlaşması'na uygun olmasını sağlayacak. Paris Anlaşmasını imzalayan devletler ayrıca, sıcaklık artışlarını, endüstriyelleşme öncesi seviyelerden en fazla 1.5 derece yüksek olacak şekilde sınırlamak için de çalışmalar yapmaya karar verdiler.
Elbette, bu ülkelerde şirketlerin faaliyetleri ve bu nedenle emisyonları söz konusu. Dolayısıyla, işletme seviyesinde iddialı hedeflerin belirlenmesi, hükümetlerin nelerin mümkün olabileceğini görmelerine yardımcı oluyor ve bu zorlayıcı ama gerekli amaca ulaşmak için işletmelerin hükümetler ile işbirliği yapmak istedikleri yönünde açık bir işaret veriyor.
Bu hedeflerin tek odak noktası sadece sera gazı emisyonlarının azaltılması. Bahsettiğimiz hedefler, güncel iklim bilimi ve iklim değişikliğini Paris Anlaşması ile belirlenen sınırlar içinde tutacak olan ve izin verilen emisyon oranına, yani "emisyon bütçesi" olarak bilinen tahminlere, dayanıyor.
Dolayısıyla, hedefler bilime dayanıyor. Bu hedefler, kolaylık veya rahatlıkla değil, gereklilikle ilgili.
Çevre açısından, bilime dayalı hedefler uzun vadeli ve tutarlı hedefler sağlamış oluyor. Böylece, işletmenin iklim değişikliği hedeflerini arka plana atacak şekilde, iş önceliklerinde veya yönetiminde bir değişiklik olması riskinin önüne geçiliyor.
İşletmeler için de net faydaları var. Bilime dayalı hedefler belirlemeleri, işletmelerin, zaman içinde yükselmesi beklenen karbon fiyatlarına ilişkin idari baskılara maruz kalmamalarını sağlayarak, düşük karbon ekonomisine geçişte onlara önemli bir rekabet avantajı sağlayacak. Ayrıca bu tür hedefler, şirket içi sürdürülebilirlik amaçlarına da şeffaflık ve dışarıdan bakanların nezdinde güvenilirlik katıyor.
4–6°C Aksiyon alınmazsa 2100'e kadar yaşanacak küresel sıcaklık artışı (güncel veriler dikkate alınarak hesaplanmıştır)
2015 rakamlarımızı referans alarak 2030'a kadar Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarımızı (kullandığımız enerji ile üretim ve ofislerimiz gibi doğrudan faaliyetlerimizden kaynaklanan) %100 azaltmak için, bilime dayalı ve onaylanmış bir hedefimiz var.
Ayrıca, 2010 rakamlarını referans alarak 2030'a kadar Kapsam 3 emisyonları (tüketiciler ve tedarikçilerden kaynaklanan) da dahil olmak üzere, ürünlerimizin yaşam döngüleri boyunca yarattıkları sera gazı etkisini yarıya indirme hedefimiz bulunuyor.
Bilime dayalı hedefler, Unilever'de tüm iklim aksiyonu stratejilerinde temel ve rehber ilkeler olarak kabul ediliyor. Tüm markalarımız, genel hedeflerimiz kapsamında yer alıyor ve hatta Ben & Jerry's, Seventh Generation and Pukka gibi bazı markalarımız, genel hedeflerimizin ötesine geçen kendi özel bilime dayalı hedeflerini belirliyorlar.
Bilime dayalı hedeflere ek olarak, 2030'a kadar faaliyetlerimizde %100 yenilebilir enerji kullanımını, tükettiğimizden daha fazla yenilenebilir enerji üretiminin desteklenmesini ve bu fazla enerjinin faaliyet gösterdiğimiz toplumla paylaşılmasını da kapsayan bir karbon-pozitif hedefimiz bulunuyor. Daha sürdürülebilir şekilde iş yapılmasını hedefleyen küresel bir koalisyon olan The B Team'in bir üyesi olarak, 2050'ye kadar net sıfır emisyona ulaşmayı taahhüt ettik ve bu hedefimiz, bilime dayalı hedefler camiasında altın standart olarak kabul ediliyor.
Yaklaşık 500 işletme, iklim değişikliğine ilişkin bilime dayalı bir aksiyon alma taahhüdünde bulundu.
Bilime dayalı hedefler belirleme taahhüdünde bulunan işletmelerin sayısının bu denli çok olması, iklim konusuna yoğun bir ilginin olduğunu gösteriyor. Söz konusu hedefler çok iddialı. İklim değişikliğinin en kötü etkilerini önlemek için doğru yolda olduğumuza ancak her işletme böyle bilimsel hedefler belirlerse tam olarak emin olabiliriz.
488 işletme, iklim değişikliğine karşı bilimsel aksiyon alıyor
Hedefler güzel, ama esas önemli olan aksiyonlardır. Umarım daha çok sayıda işletme, bilime dayalı hedefleri benimser ve bu sayede iklim değişikliği ile ilgili daha büyük bir aksiyon alınabilir.
Bir fark yaratmak için yapılabilecek pek çok şey var.
Bisiklet fotoğrafı Unilever Bangalore AR&GE Kıdemli Araştırma Yöneticisi Tinto Alencherry tarafından çekilmiştir
Buz fotoğrafı, Unilever ABD, Latin Yiyecek Markaları Müdürü Mauricio Jimenez tarafından çekilmiştir
Bilime dayalı hedefler belirlemek için We Mean Business Koalisyonu'nun kılavuzunu okuyun